6 Aralık 2011 Salı

DİYARBAKIR'da KAPI HALKALARI ve TOKMAKLARI


KAPI TOKMAKLARI

Kapıyı tutup çekmeye yaramakla beraber ses duyurmak için de kullanılan, çekecek veya şakşak denen ve değişik biçimler gösteren halkalar ise, asıl kullanım amacı içeriye ses duyurmak olan tokmaklar yalnız bu fonksiyonları nedeniyle değil;
taşıdıkları estetik değerleriyle de belli bir devrin sanat ve zevkini, estetik anlayışını dile getiren önemli eserlerdir. Bunlar ev sahibinin zevkinin yanısıra ekonomik durumunu da belirttiği gibi, bazı yörelerde gelen konuğun kimliğini belli edecek şekilde düşünülmüş ve kullanılmıştır. Kapının üst tarafına yakın ve büyük olan tokmak erkekler tarafından ve daha küçük olan ise kadın ve çocuklar tarafından çalınırdı.
Şakşak veya çekecek olarak adlandırılan aksam genellikle fazla işçilik istemeyen kapı süslerindendir. Kapı tahtasına göbek yada ayna denilen bir parçayla, bu parçaya bağlantılı bir halkadan ibarettir. İnce saç yada kalın tenekeden hafifçe bombeli olarak hazırlanan göbeğe makas, zımba, burgu gibi aletlerle istenen desenler verilir. Sade, fazla işçilik gerektirmeyen göbekler yanında çok ince desenli, ince işçiliğe sahip olanları da vardır.
Bu desenler, yapan ustanın yaratıcılığına göre stilize bitki ve hayvan motifleri ve yazılardan meydana gelir. Kapılarda ses duyurmak için kullanılan asıl parça, kapı tokmağıdır. Bunlar doğrudan kapıya takıldıkları gibi bazı bölgelerde önce ayna adı verilen aksam, sonra da bu aksama tokmak takılır. Tokmağın değeceği yere de bir kabara çakılır. Çok sade kapı tokmaklarının yanı sıra, süslü, işçilik gerektiren kapı tokmaklarına da bolca rastlanmaktadır.
Mardin, Diyarbakır, ve Şanlıurfa illeri ve çevrelerinde görülen dövme demirden stilize edilmiş kuş motifli kapı tokmakları da el yapısı olmaları nedeniyle yapan ustanın zevkine göre çeşitlilik göstermektedir

http://www.fotografya.gen.tr/ Koray OLŞEN
Kalın ve sert ağaçlardan yapılma çift katlı kapılara monte edilen tokmakların kullanımı sırasında çıkan tok ses evin içinde veya avluda yankılanırken, Yapının görkemini de tamamlıyor, tıpkı Diyarbakır'da kesme taştan yapılan Silvan evleri örneğinde olduğu gibi. Günümüzde diafon, görüntülü ekranlar, ziller, kuş ötüşü, melodili kapı zilleri, uzaktan kumandalar, kartlı sistemler, sahibinin sesine duyarlı kapı kilitleri bile var ama hiçbirisi eski kapı tokmaklarının verdiği mesajları inceliğini yansıtmıyor. Kapı tokmaklarının çeşitli ebatlardaki tokmaklarına bağlanan bezler, ipler hep bir anlam taşımış, kullananlar ise
/www.uyurgezer.net/

Diyarbakır’da kapı tokmakları :
Kapıyı çalıp ziyareti evdekilere haber vermeye,tutup çekerek kapatmaya yarayan kulp ve tokmaklar yalnızca fonksiyonları dolayısıyla değil,ama estetik değerleri bakımından da bir devrin sanat görüşünü,anlayışını dile getiren eserlerdir.Bir kapı kulpu veye kapı tokmağı o evin sahibinin zevkini,yaşını,nereden geldiğini,dinini,mezhebini ve ekonomik durumunu yansıtır.Zenginin kapı tokmağı gösterişlidir.Ağırdır,süslüdür.Gereğince vurulduğu zaman (Tak-Tak) diye ses çıkararak misafirin geldiğini haber verir.Kapıya yakışır şekilde görkemlidir.Fakirin kapı tokmağı ise vurulduğu zaman (Tık-Tık) diye ses çıkarır.Sadedir,mütevazidir,boynu büküktür.Devrini yansıtan bu kapı tokmaklarında Anadolu insanının içten gelen sevgi dolu temiz ve güzel zevklerini görürüz.Bunlar sade ve temiz çiçek motifleri ile bezemelidir.Fakat başlı başına bir tarih ve kültü yatan bu kapı tokmaklarının en güzellerini,en manalılarını ve en görkemlilerini Diyarbakır’da bir arada görmek mümkündür.
Diyarbakır’da evlerin kapılarıyla ilgili süs ve işlemeler oldukça çeşitlidir.Bunlar:Kabaralar,Tokmaklar,Çekecek veya Şakşaklar ve bir de Anahtar ya da Sürgü aynalıklarıdır.Tümünün kendine göre bir sanat değeri olmasına karşın,çeşitli özel antika ve müze koleksiyonlarında sıkça yer alanlar daha çok kapı tokmaklarıdır.Diyarbakır’da değerli iki tür kapı tokmağı bulunmaktadır.Ayrıca düz veya eğri çubuklar şeklinde olan kapı tokmakları da görülebilirse de,en önemlileri;stilize edilmiş ‘uş’ ve ‘Hanım eli’ şeklinde yapılmış olanlardır.Tokmak olarak sayılabilecek bir diğer vurgu aracı da ‘Çekecek’ veya ‘Şakşak’ denilen ve değişik biçimsel özellikler gösteren halkalardır.Bunlar sarı veya demirden dökme ya da dövme olarak yapılmışlardır.İçlerinde yaprak veya el ayası biçiminde ve oldukça güzel desenli aynı zamanda da gösterişli olanları mevcuttur.Kapı tahtasına,ayna ya da göbek Adı verilen bir parçayla,bu parçaya bağlantılı bir halkadan meydana gelmişlerdir.Bunlar hem ses duyurmada hem de kapı kanatlarını açıp kapatırken,kanatları çekmekte kullanılırlar.Çoğunlukla kalın ve çeşitli süsler içerirler.Bu kapı tokmaklarında zaman içerisinde işçilikler git gide basitleşmiş,adeta bir üzüm salkımı ya da çınar yaprağı görünüşüne sahip olması gereken şakşak,basit bir demir halka şekline dönüşmüştür.Ancak diğer iki tip kapı tokmağı Diyarbakır için daha özgün sayılmaktadır.Çünkü bir zamanlar çok ünlü olduğu metal el işleri sanatını da belirli şekilde simgelemektedir.Diyarbakırlılar desen olarak stilize edilmiş kuşlar ve el şeklindeki biçimleri daha çok tercih etmişlerdir.Herhangi bir tokmak unsuru,demir olsun,sarı olsun tek tek yapılıp anında düşünüldüğünden ,eserler yapanın ustalığının bir göstergesidir. Kuş şeklinde olan kapı tokmakları,ince uzun ve aşırı bir stilizasyona tabi tutulmuşlardır.Gövdeleri,dikkatle işlenmiş ve yaklaşık 15 cm çapında ayna denilen yuvarlak bir metalin ortasından küçük bir halka ile çıkıp aşağıya doğru 30-35 cm.kadar sarkmaktadır.Bu dikdörtgen prizma şeklindeki kuş gövdesi üzerine çeşitli süsler ve işaretler işlenmiştir.Uygun bir yerine stilize edilmiş,her defasında modeli ve işçiliği farklı olan bir çift kanat yerleştirilmiştir.Gövdenin sarkan ucu hafifçe yukarı doğru kaldırılarak bir çeşit baş ve gaga elde edilmiştir.Başın alta gelen kısmına ise irice bir yuvarlak veya baklava dilimli kabara çakılıp,etrafına da işlemeli bir ayna yerleştirilince tokmak tamamlanmış olmaktadır.
Kuşlu kapı tokmaklarından sonra,ikinci tipik örnek,kadın eli biçimindeki tokmaklardır.Bu gruptaki tokmakların işçilikleri ,diğerlerinden farklı dökme olarak yapılmışlardır.Kullanılan metaller ise demir,sarı ve pirinç alaşımlardır.
Dr.İlhan Akbulut.Diyarbakır.Büyükşehir belediye yay.Diyarbakır.1998.s.49-51

Kapı Tokmağındaki İncelik…




Osmanlı medeniyeti; altı asrı üç kıtada kucaklayan, akl-ı selim, kalb-i selim, zevk-i selim sacayağı üzerine oturmuş bir denge, giyim, kuşam, yeme, içme, aile, mahalle ve şehir hayatıyla, insana saygı medeniyetidir. Osmanlı’nın aile, mahalle ve şehir hayatı, hoş bir nostaljinin ötesinde, insana insan olmanın zevkini ve keyfini doyasıya yaşatan bir güzellikler hazinesidir. Osmanlı medeniyeti kelimeler üzerine bina edilmemiş, güzellikler, hayatın bütün safhalarına işlenmiş ve yaşanmıştır.
Evlerin kapı tokmakları, penceredeki çiçeklerin gösterdiği mânâdan geri değildi. Kapı tokmakları çift halkadan müteşekkildi. Bunlardan, aslan başı motifli ve büyük olanı kalın, çiçek motifli ve küçük olanı da ince ses çıkartırdı. Eğer eve bir erkek misafir gelmiş ise, kalın sesli tokmağı tıklatır, içerdeki ev sahibi gelenin beyefendi olduğunu anlar, kapıyı evin beyi açar, bey yoksa mahremiyete uygun olarak kapı açılırdı. İnce sesli tokmağın sesi duyulmuş ise, gelenin bir hanım olduğu anlaşılır, kapıyı evin hanımı açardı.. http://www.mimarenes.net/?p=79

Diyarbakır’da Ziya Gökalp muhtarlığına yakın bir eve bakalım.Aşağıda iki şakşak olduğunu görüyoruz.Yukarıdaki erkek misafire aşağıdaki bayan misafire aittir




Sur içinde kısa bir gezi yaptığımızda tarihi evlerin kapı tokmaklarına baktım






























































El şeklinde bir kapı tokmağı



Evliya çelebi Diyarbakır tekstilinin ve altın ve mücevheratın yanı sıra yörede üretilen kılıç ve hançerlere, dikkat çekiyordu.
Evliya Çelebiye göre mükemmel kılıçlar,hançerler,bıçaklar,çilingirler ve bakır kazanları yapan demirci ve benzeri ustaların sayısı çoktur.
Evliya Çelebi, Diyarbkır kalesinin demir kapılarına dikkati çekmektedir.
1857’de şehre gelen Garden ‘rum kapısı için şöyle der’Kalenin dış kapısı hiç ahşap malzeme kullanılmadan,tamamen demirden yapılmıştı.Kalan demir levhalara büyük çivilerle yatay ve dikey çubuklar çakılmıştı’
Musul kalesi,Diyarbakır lojistiği sayesinde yapılmıştır.
Musul kalesi inşa edilirken,gereken inşaat malzemeleri temin etmek için Diyarbakır defterdarına başvurulmuştur.
1631’de Musul kalesi inşa edilirken,kapıların demir kaplaması Diyarbekirde imal edilmiş,karayoluyla Musul’a götürülmüştür.
Martin van Bruinessen,Hendrik Boeschoten.Evliya Çelebi Diyarbekir’de.İletişim yay.İst.2003.s.75,85,308



KAPI HALKALARI VE TOKMAKLARI

I - KAPI HALKALARI


Hatay'da en çok görülen türdür. Birkaç örnek dışında tamamı döküm tekniğinde yapılmıştır. Sadece kapıyı kapatmak üzere çekmek için kullanılır. Şimdilik kapı tokmaklarından daha eski ve yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Selçuklu döneminde varlığı biliniyor.1 14-15.yüzyıl minyatürlerinde de yapılarda kapı halkaları görünmektedir.2 Yüzyılımızın başında İstanbul'da yapılan bir araştırma 16-17. Yüzyıllarda yaygın olarak kapı halkaları kullanıldığını göstermektedir. 15. Yüzyıldaki basit demir kapı halkası aynalarının yerini, 16. Yüzyılda bugün de Safranbolu, Göynük gibi yerlerde görülen rumi-palmet dolgulu tipin aldığı, 17. Yüzyılda da devam ettiği belirtilmiştir.3 Mardin'de bir evin kapısında bulunan kapı halkasında, kapının saç kaplaması üzerine çakılan iri başlı çivilerden kapı halkasının ortasına gelen bir tanesinde Arap rakamlarıyla fakat miladi tarihle 1881 tarihi kazılıdır. Miladi tarihin yazılmasına bakılarak hıristiyan bir ev sahibi için, Mardin'de üretilmiş olması ihtimali düşünülebilir.

1 - Düz Halkalar :
116 kapı halkasının 113 tanesi bu tiptedir bir halka şeklindedir. Döküm olmalarına karşılık iyi bir işçilikleri yoktur. Çapları genelde 3-5 cm. arasında değişir. Bu bakımdan Türkiye'nin diğer bölgelerindeki kapı halkalarından küçüktürler. Ölçü ve malzeme olarak Kastamonu kapı halkaları ile benzerdirler. Biraz daha büyük olanlarının çapları 8 cm. kadar olabilmektedir. İki kanatlı kapılarda simetrik olarak iki kanatta birer tane bulunur. Sadece kapıyı çekmeye yaradığı için L veya el biçimli kapı tokmaklarıyla beraber kullanıldığı da görülür.

2 - Dişli Motifli Düz Halkalar:
Ölçü olarak düz halkalardan biraz daha büyüktürler. Kalın saçtan yapılmışlardır. Ön yüzünde dairenin dış kenarı boyunca ağzı dışa doğru yarım daire şeklinde oyuklar vardır. Bunlar bir araya geldiklerinde adeta bir dişli şekli oluşturmaktadır Yine saçtan daha büyük bir aynalığı vardır. Bu tip daha çok Mardin - Urfa bölgesinde yaygındır.

3 - Dilimli Halkalar :
Sadece Yeni Cami ana kapı ve minber kapısında belirledik. Döküm tekniği ile yapılmıştır. Merkezde
altı dilimli bir boşluk vardır. Yine kenarlarında 8 tane, çok az olan ağız kısmı dışa bakan yuvarlak delikler vardır ( 3-4. Fot).


II - KAPI TOKMAKLARI


A - FİGÜRLÜ KAPI TOKMAKLARI


4 - İnsan Eli Biçimli Kapı Tokmakları:
Bazı merkezlerde çok, bazılarında az tercih •edilmekle beraber Türkiye'nin her bölgesinde görülen bir tokmak tipidir. Türkiye'de en çok sevilen tiplerden birisidir. Hepsi döküm tekniğinde yapılmıştır. Malzeme olarak çoğunlukla tunç, az olarak da demir kullanılmıştır.
Bir insan eli bilekten itibaren görünecek şekilde tasarlanmıştır. Bilek kısmında bir giysi kolunun ucu görünür. Genellikle dalgalı bir kumaş şeklindedir, üzerinde bir takı bulunur. El, avucunda bir top tutar şekilde yapılmıştır. Baş parmak biraz ayrıdır, diğer parmaklar bitişik veya biraz ayrılmış olarak gösterilebilir. Örneklerimizin bir tanesinde küçük parmağın yanındaki parmakta , diğerlerinde ise orta parmakta bir yüzük bulunmaktadır. Yine örneklerin sadece bir tanesi sol, diğerleri sağ el şeklindedir.
Tipler yaygınlık derecesine göre sıralanmıştır. Türkiye genelinde kırktan fazla çeşidi olduğu ileri sürülmüştür.4

a- Fiyonk - Düz Bilezikli Tip : Bilek kısmındaki kumaşın üzerinde iki bilezik ve üstlerinde kumaş parçasından bir fiyonk şekli işlenmiştir (5-6 Fot). 97 el biçimli örneğin 56 tanesi bu tiptedir ( Bkz. Liste ). Orta boy büyüklüktedirler. Genellikle uzunlukları 8 cm. civarındadır. 11.5 cm. uzunluğunda farklı kalıpta örnekleri de vardır Yüzük orta parmaktadır.

b- İnci Bilezikli Tip : Bilekteki kumaşın üzerinde adeta iri inci tanelerinden oluşan bir bileziğe
. benzer bir şekil işlenmiştir ( 7. Fot). Örneklerin 13 tanesi bu biçimlidir ( Bkz. Liste). Yüzük bu tipte orta parmaktadır.

c- Parçalı Bilezikli Tip : Ucu fırfırlı bir kumaşın üzerinde enli bir bilezik vardır. Bileziğin üzerinde kabartma olarak enine dikdörtgen ve oval, muhtemelen kıymetli taşları ifade eden şekiller işlenmiştir ( 8. Fot ). 97 örneğin 10 tanesi bu gruptandır (Bkz. Liste ). Yüzük küçük parmağın yanındaki parmaktadır.

d- Dört Dilim Taşlı Bilezikli Tip : Bilekteki bileziğin ortasında 4 dilimli artı şeklinde bir motif işlidir.

e- Oval Madalyonlu Bilezikli Tip : Oldukça enli bir bileziğin ortasında bileziğin eni kadar düşey oval bir madalyon işlenmiştir ( 9. Fot)

f- Baklava Biçimli Madalyonlu Bilezikli Tip:
Bileziğin ortasında , köşeleri eksenlerde olan bir kare şekli görünür ( 10. Fot.).

g- Düz Bilezikliler : Kalıp olarak diğerlerinden biraz farklıdır. Daha büyüktür. Özellikle parmakların işlenişi daha kabadır. Bilek kısmı düzdür. Burada iki düz bilezik şekli işlenmiştir.
Tokmak, kapıya çivi veya vida-somunla tutturulan aynalık kısmındaki yuvaya takılmıştır. Hatay'da yuvarlak, kare ve dikdörtgen olmak üzere üç tipi görülür. Bu parça da dökümdür.
El biçimli kapı tokmaklan, Avrupa'dan ithaldir. Buna rağmen Türkiye'de en çok tercih edilen tiplerin başında gelmiştir.5 Tokat'ta bir ustayla yaptığımız görüşmeden, bunların Türkiye'de kalıba alınarak
:
çoğaltıldığım biliyoruz. Bir örneğini de Hatay'da bulduğumuz, üzerinde "Ya Fettah" yazılı örnek de bunu doğrulamaktadır. Bazı çok basit ve küçük örneklerin kalıbının tamamen Türkiye'de hazırlanmış olması da mümkündür. Türkiye'nin her tarafında görülmesine karşılık her şehirde en çok bulunan tip değildir. Türkiye genelinde bir çalışma yapılmadığı için, dağılım hakkında kesin bir şey söyleyemiyoruz. Bu yapıldığında Türkiye'deki değişim ve ticari ilişkiyi de yansıtan ilgi çekici sonuçlar verebileceğini düşünüyoruz. Bizim örneklerinin tamamını inceleyebildiğimiz Tarsus'ta6 belirlediğimiz toplam 71 örneğin 29 tanesi, Beypazarı'ndaki 121 kapı tokmağından ise sadece 5 tanesi el biçimlidir.7 Afyon,8 Amasya,9 Ayaş,10 Niğde,11 Diyarbakır,12 Kastamonu,13 İnebolu,14 Kayseri,15 İzmir'de16 örnekleri bulunduğu yayımlardan biliniyor.
Yayımlardan bilinenlerin dışında gidebildiğimiz Amasya, Bartın, Bitlis, Bolvadin, Boyabat, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Giresun, Gerze, Hatay, İsparta, Karaman, Konya, Mardin, Mersin, Niksar, Siirt, Sinop, Tokat, Urfa, Uşak, Yalvaç, Zile'de kullanılmıştır.
Bu biçimin Türkiye'ye ne zaman geldiğini bilmiyoruz. Bugüne kadar yaptığımız araştırmalarda üzerinde tarih olan bir örnek bulamadık. Yalnız Tarsus'ta bu tip tokmağın kullanıldığı evlerden birinde H. 1228 / M. 1813, diğerinde H. 1328 / M.1910 tarihi yazılıdır.17 Hatay'da Yavuz Sok. 17 numaralı evde kapı sövesinde H-1316 /M. 1898 tarihi kazılıdır.
15. yüzyıldan itibaren Türkiye'de görüldüğü fikrini neye dayandırdığını bilmiyoruz.18
İslamî dönem Türk sanatında gerçekçi tasvirlere yer verilmemiştir. Hele adeta küçük bir heykel olarak kabul edilebilecek el biçimli kapı tokmağının Türkiye'de bu ölçüde yayılmasının sebebini araştırmak yine ilgi çekici sonuçlar verebilecektir. Bu konudaki araştırmamız sürmektedir. Şimdilik şunları söyleyebiliriz: Artık heykele tapma korkusundan kaynaklanan gerçekçi tasvire karşı oluş, islam ve özellikle de Osmanlı toplumunda çoktan etkisini kaybetmiştir. Giderek artan ve her alanda kendini hissettiren batı etkisinin bir parçası olarak, batılı anlamda gerçekçi resim Osmanlı aydınları arasında kabul görmeye başlamıştır. Osmanlı sanatında " pençe-i al-i aba " denilen ve Peygamber kızı, damadı ve iki torununu simgeleyen el motifine benzemesinin de etkisi olabilir.19

B - GEOMETRİK BİÇİMLİ KAPI TOKMAKLARI


5 - L Biçimli Kapı Tokmakları:
. Dövme demirden yapılmışlardır. Alt uçları ya içe doğru dik açılı olarak kıvrılmış, çoğunlukla da buraya L biçimini oluşturacak şekilde küçük bir parça eklenmiştir. Bu parçanın hemen altına, kapıya vurulduğunda ses çıkarması için demir bir kabara çakılmıştır. Gövdenin üst ucu delinmiş, bu deliğe takılan iki kollu çivi kapıya çakılmış, kollar içe kıvrılarak kapının arkasından tekrar çakılmıştır. Bu
çivinin altındaki yuvarlak kapı aynaları saçtan özenli işçiliği olmayan örneklerdir. Gövde yüzeyi düz veya basit geometrik süslemelidir. Hatay'daki örneklerde kazıma tekniği ile yapılmış değişik şekilde basit süslemeler görülür : Birinde yüzey, ortadaki düşey çizgiye bağlanan alt alta dizilmiş V şeklinde çizgilerden oluşur. Diğerinde ise ortadaki düşey çizginin iki yanında birer sıra halinde düşey ters V sırası vardır (12 - 15. Fot.). Bu iki bezeme şekli, bu tipin diğer şehirlerdeki örneklerde de görülebilmektedir.
Türkiye'de bundan başka yılan şekilli de denilen,20 gövdenin 1,2, 3 kıvrımlı olmasıyla üç tipi daha vardır. Gövdeler düz veya burmalı olabilir.21
Bu tip örneklerde kazıma tekniği ile nokta, zik­zak gibi basit süslemeler bulunabilir. Gövdenin bütün olmasına karşılık, kapı çivisine bağlanan üst kısmının iki kol halinde yapıldığı da biliniyor.22
Urfa, Beypazarı, İnebolu, Tarsus,23 Niğde,24 Amasya,25 Ankara,26 Erzurum,27 Kastamonu,28 Kayseri,29 Sivas,30 Divriği,31 gibi şehirlerdekiler yayımlara geçmiştir.

6 - Düşey Oval Biçimli Kapı Tokmakları :
Hatay'da bir örneği vardır. Üst ucu daha dar, düşey bir oval biçimi vardır. Aynı zamanda kollarda yukarıya doğru incelir. Tam eksende düşey ince bir çubuk gövdeyi ikiye böler. Gövdenin alt ucu adeta soyut bir insan başı gibidir (16. Fot.). Döküm tekniğinde yapılmıştır. Yaygın bir tip değildir. Bir örneğini de Afyon' da32 belirleyebildik.

7 - Havan Döveceği Biçimli Kapı Tokmakları:
Üst çapı alt çapından daha dar, silindirik bir yapıda gövde, üstten alta doğru içbükey bir kavis yapar. Tokmağın alttaki baş kısmı, dar düz bir şerit ve bunun devamı olan yarı küre biçiminde bir şekle sahiptir ( 17. Fot.). Döküm tekniğindedir. Tek örneğini Hatay'da gördük.

8- Armudi Kapı Tokmakları:
Bir örneğini belirleyebildik (Bkz. Liste ). Bu da döküm tekniğindedir. Dış biçimlenişi bir armudu andırmaktadır. Gövdenin ön yüzü yivlidir. Gövdenin alt kısmını oluşturan C kıvrımları, alt ortada yukarı doğru kıvrılıp bir çiçek şeklinde son bulur. Kapı aynası soyut bir hayvan başını andırır ( 18. Fot). Bu tip de Avrupa kökenli olmalıdır. Gerze / Sinop ve Tokat'ta örneklerini gördük. Bu tipin pek çok çeşitlemesi vardır ve her bölgede yaygın olarak kullanılmaktadır.

9 - Vazo Biçimliler :
Alt kısmı daha geniş, üst kısmı dar bir vazo veya şişe biçimlidir. Dar kısmın tepesinden kapı çivisine takılmıştır ( 19. Fot.). Basit bir örnektir.

10 - U Biçimli Kapı Tokmakları:
Kolları kısa ve uç kısımları hafif içe doğru bükük bir U biçimlidir. Gövdenin alt ortasında basit bir madalyon bulunur. Kolların takıldığı aynalık, gövdeden daha büyük ve daha gösterişlidir ( 20. Fot). Döküm tekniği ile yapılmıştır. Bir benzeri Trabzon'da vardır.33

11 - Kemer Tokası Biçimli Kapı Tokmakları:
Dört kenarlı düşey gövdede kenarlara paralel iki dikdörtgen delik vardır. Üst kısmından kapı çivisine bağlıdır (21. Fot). Bir kemer tokasını andırdığı için bu ismi kullandık.

12- Elmas Biçimli Kapı Tokmakları :
Bir elmas veya mızrak mızrak ucunu andırmaktadır. Altı kenarın en kısa olanı üsttedir. İki uzun kenarı buna bağlanır (22. Fot.). Günümüzde kullanılan bir tiptir. Çok eski olduğunu düşünmüyoruz. Kapı tokmağının günümüzde de kullanıldığını gösterdiği için çalışmamıza dahil ettik.


C - BİTKİ BİÇİMLİ KAPI TOKMAKLARI


13-Yapraklı Çelenk Biçimli Kapı Tokmakları:
Genel biçimi halkaya yakın olan bu örnekte gövdeye, ince dalların bir araya getirilip belli aralıklarla yine bir dalla bağlanmış şekli verilmiştir. Halkanın alt kısmı olması gereken yere ise adeta istiridye kabuğu gibi iç bükey derinliği olan bir yaprak takılmıştır. Aynalığın ise yine tek bir yaprak biçimlidir ( 23. Fot). 6 örneği belirlenmiştir. İzmir'deki benzer bir örnekte oval çelenk biçimli tokmağın aynasında haç işlidir.34 Döküm tekniğinde yapılmıştır. Adana'da ve Cumalıkızık'ta belirlediğimiz yakın bir örneğinde ise üzerinde bitki biçimi olmayan düz bir halkanın alt ucu yine düz oval şekilde yapılmıştır.

14 - Lale Biçimli Kapı Tokmakları :
Dış biçimlenişi itibarıyla bir laleyi andırır. İki ağız kıvrımını yaprağa benzer dilimli bir parça bitiştirmektedir. Bu parça alttan paralel üç tel parçasıyla gövdenin alt ortasına bitişmektedir. Bu şekli ile arp türü bir müzik aletine de benzemektedir. Gövdenin alt ucu üç dilimli bir yaprak şeklinde çıkıntılıdır (24. Fot). Hatay'da sadece Habib-i Neccar Camisi'nde bulunmaktadır (Bkz. Liste ). Bir diğer örneğini İsparta'da gördük. Çok yaygın bir tip değildir. Döküm tekniği ile yapılmıştır.

D - KARMA TİPLER
Karma tiplerde ikili bir yapı vardır. Alışılageldik bir kapı tokmağı elemanlarından kapıya vurulan kısmını gövde, bağlı bulunduğu parçayı ayna olarak kabul edersek, geleneksel tiplerdeki tokmağa göre ikinci plândaki aynalık burada boyut, işçilik ve konu bakımdan tokmaktan daha önemli hale gelmiştir. Artık kapıya vurulan kısım daha basittir. Aynalığın kartal, insan başı gibi vurgulu hale geldiği örneklerin batı tipleri olması dikkat çekicidir.

15 - Halka Tutan El Biçimli Tokmaklar :
El biçimli tokmaklara benzemekle birlikte burada kapı aynası el şeklindedir. Avucunda kısa, düz bir boru tutan, sıkılmış insan yumruğu önden verilmiştir. Düşey oval bir tokmağın uçları bu boruya takılmıştır (25. Fot). Döküm tekniği ile yapılmıştır. Avrupa'dan ithal olmalıdır.

16 - Kadın Başı + Geometrik Biçimli Tokmak:
Aynası, yüzü açık, başı örtülü bir kadın başı şeklindedir. Baş örtüsü çene altından görünür. Alnında bir şerit, üzerinde de kabartma bir hilal bulunur. U biçimli tokmak kısmı, yaklaşık kulak hizasında başa takılmıştır (26. Fot). Döküm tekniği ile yapılmış olup, Avrupa'dan ithaldir. Tek örneği Hatay'dadır. İzmir'de olduğu belirtilen uzun saçlı çıplak kadın figürünün fotoğrafını görmediğimiz için yorum yapamıyoruz.35

17 - Geleneksel Başlıklı Mısırlı Erkek Başı Biçimli Kapı Tokmakları:
Kapı aynası firavunlar dönemi başlığını giyen Mısırlı erkek başı biçimindedir. U şeklindeki tokmak kısmı çenenin iki yanındaki çıkıntıya takılmıştır. Döküm tekniğinde yapılmıştır ( 27. Fot.). Hatay'da bir örneğini bulabildik ( Bkz. Liste). Benzer kalıpta bir örneği de Mersin'den fotoğrafladık.
Türkiye'de bugüne kadar yaptığımız araştırmalarda 56 kapı tokmağı tipi tesbit edebildik.

Prof. Dr. Halit ÇAL*HATAY KAPI HALKALARI VE TOKMAKLARI..Ortadoğu’da Osmanlı dönemi Kültür İzleri Uluslar arası Bilgi Şöleni Bildirileri .Hatay.2000.c.1. s.170

Parmaklıklar:
Diyarbakır evlerinde pencere ve gezemeklerdeki demir parmaklıklar pek zarif ve türlü şekiller arzederler. Bunlar mahallî mimarînin tamamlayıcı unsurlarından biridir.
Diyarbakır evlerinin en güzel hususiyetlerinden biri de parmaklıklardır. Siyah renkli bazalt bu zarif parmaklıklar sayesinde ağır taş tesirinden kurtulmaktadır. Bil­hassa parmaklıkların pencerelerde taş duvarlarla bir yüzde tutulması hafifletici te­siri bir kat daha artırmaktadır.
Bunlardan en çok (S) motifli olanları kuliamlmıştır. Eski binalarda daha ziyade kare taksimatlı parmaklıklar kullanılmıştır. Bu parmaklıklar taşlara kurşunla sıkıştı­rılan kenetler vasıtasiyle tesbit edilmektedir. Merdiven ve gezemeklerde de aynı zen­ginlikte parmaklıklar yapılmıştır. Diyarbakır evlerinde (dişi taştan basamak profili karakteristiktir. Basamak yükseklikleri fazladır. (20—25) cm. genişlik (25) cm., Pencerelerde umumiyetle parmaklık bulunur,
DoçDr.Doğan Erginbaş.Diyarbakır Evleri.İ.Ü.Mimarlık Fak.Doçentlik tezi.İst.1953

Kaynak:http://www.bilinmeyendiyarbekir.com/demir.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları

1. Saygı çerçevesinde yapılan yorumlar, kendinizi ifade etmenin en iyi yoludur. Yorumlarınızın hakaret, küfür, tehdit, taciz, aşağılama, diğer kullanıcıların kişisel bilgilerinin ifşası, telefon numarası, e-posta adresi ve kurum ismi içermediğinden emin olun. İfade özgürlüğünü destekliyoruz ancak; kişi veya grupların dinini, dilini, cinsiyetini, ırkını, etnik grubunu, milliyetini aşağılayıcı yorumlara ve genel ahlak ilkelerine aykırı unsurlara kesin olarak izin vermiyoruz. Bu tür içeriğe sahip yorumlarınızın moderatör onayından geçmeyeceğini veya başka kullanıcılar tarafından sakıncalı olarak bize bildirilebileceğini ayrıca talep halinde ilgili mercilere tarafımızca bilgi verileceğini lütfen unutmayın. Üyelerimiz, yaptıkları yorumlardan kendileri sorumludur. Yukarıda belirtilen içeriğe sahip yorumlardan ve bu tarz davranışlarda bulunanlara yöneltilen cezai yaptırımlardan ''sanat-sanatkar.blogspot.com '' sorumlu tutulmaz.

2. Yaptığınız yorumun, yazıyla ilgili olmasına özen gösterin. Yorum yaptığınız yazının ana temasıyla doğrudan ilişkili olmayan yorumlar göndermeyin. Zorunlu olmadıkça büyük harf kullanmayın. Bu durum, diğer ziyaretçiler tarafından ‘bağırarak konuştuğunuz’ şeklinde algılanır. Sözlerinizi vurgulama amacıyla da olsa, harf ya da noktalama işareti tekrarı yapmamaya çalışın. İnternet sohbet odalarında kullanılan kısaltmaları kullanmayın.Hiçbir harf yerine benzer görünen başka bir karakter yazmayınız.

3. Yorumların varlık sebebi, konuyla ilgili fikir alışverişinden başka hiçbir şey değildir. Gerek yazıyı kaleme alan yazarla, gerekse yorum yazan diğer kişilerle fikirlerinizi paylaşabilir ve bu şekilde yazıda gördüğünüz doğruları genişletebilir, yanlışları eleştirebilirsiniz.

Lütfen bu kurallara uymaya ve hepimizin bir gün güvenli sınırlara gereksinim duyabileceğini anlamaya çalışalım. Kurallara uymamak, önce uyarı almanıza, yinelenen uyarılar da kullanıcı hesabınızın kapatılmasına neden olacaktır. Hesabınız kapatıldığında başka bir kullanıcı adıyla giriş yapmanız da engellenecektir.

Yaptığınız yorumlar içinde link barındıranlar spam kabul edilecek ve silinecektir.

Yorum kutusunda Link verilebilmesi için konulmuş olan link html etiketi konu ile ilgili link oluşturma amaçlıdır.
Reklam amaçlı başka sitelere link veren yorumlar silinecektir.

Katkılarınız ve duyarlılığınız için teşekkür ederiz.

sanat-sanatkar.blogspot.com

Bilgileriniz